Bir çocuğun, ana dilini ortalama düzeyde konuşabilmesi için herhangi bir eğitim almasına gerek yoktur. Bebekliğinden itibaren ilgili dile maruz kalması dilsel becerilerinin gelişimi için yeterli olacaktır. Bu anlamda çocuğun henüz ana dilini akıcı bir şekilde konuşabilir hale gelmeden ikinci bir dile maruz kalması da herhangi bir gelişimsel sorun yaratmamaktadır.
Çocuk, maruz kaldığı dillerin birbirinden farklı matematiksel temellere dayandığını fark eder. Konuşmaya başladığı ilk anlarda küçük kelime türetme hataları yapabilir. Ancak bunlar düzeltildiği takdirde herhangi bir devamlılık oluşturmayacaktır.
Bu anlamda, çocukların özellikle 5 yaşına gelene kadar maruz kaldıkları dillerin çeşitliliği herhangi bir olumsuzluk yaratmaz. Sanılanın aksine çocuğun kafasını karıştırmaz. Aksine çocuk ikinci bir dile ne kadar erken yaşta maruz kalırsa ilgili dilin söz söyletim ve kelime oluşturma kurallarını o denli hızlı öğrenir.
İkinci dil öğrenmenin en kestirme ve sağlam yolu ana dili öğreniminin gerçekleştiği dönemdir. Bunun yanı sıra çocukların farklı bir dili öğrenmelerini kolaylaştıracak yollar vardır. Yapılan araştırmalara göre, öğrenilmek istenilen dilin konuşulduğu bir ortamda zaman geçirmek o dili öğrenmeyi kolaylaştırmaktadır. Bu anlamda çocuğun yine çocuklar için dil eğitimi veren öğrenim grupları içerisinde zaman geçirmesi önemlidir. Benzer bir şekilde çocukla sürekli ve tutarlı bir şekilde öğrenilmek istenilen dil ile sohbet eden bir eğitimciden destek alınabilir. Bu anlamda Tıkladers “öğretmen arıyorum” web sayfasında yer alan yabancı dil öğretmenlerinden faydalanabilirsiniz. Böylelikle dilediğiniz zaman aralığında dilediğiniz ortamda çocuğunuz için dil eğitimi alabilirsiniz.
Comments