Oyun Terapisi… Son zamanlarda bu iki kelimeyi çok fazla duyar olduk. Özellikle son 5 yılda oyun terapisi eğitimlerine ve oyun terapistlerine başvurularda hızlı bir artış görülmektedir.Bu yarının inşası olacak olan çocuklar ve bu inşanın kurucuları olan ebeveynler ve biz uzmanlar için umut vadetmektedir. Peki sıklıkla duyduğumuz bu terapi aslında nedir?
Oyun Terapisi 1900’lü yıllarda başlamış ve bugün içinde çeşitli ekolleri barındıran geniş bir terapi yöntemine dönüşmüştür. Çocuk merkezli oyun terapisi, Deneyimsel oyun terapisi, Bilişsel Davranışçı Oyun terapisi, Bütüncül Oyun Terapisi, Adlerian Oyun Terapisi, Teraplay Oyun Terapisi, Filial Oyun terapisi gibi çeşitli ekoller yürütülmektedir. Burada esas olan çocuğun iyi tanınması ve ona göre bir hareket planı çizilmesidir. Bu konudan bir sonraki yazımızda detaylı bahsedeceğim.
Çocuklara dönecek olursak, her çocuk uzmanının bilmesi gerektiği gibi, çocukların dili oyundur. Oyun çocuk için yemek yemek, bağlanmak ve sevgi görmek kadar temel bir ihtiyaçtır. Çocuklar doğdukları andan itibaren dünyayı bir oyun düzeneği içinde keşfederler. Başlarda kendi bedenlerine, parmaklarına ve çevreslerindeki eşyalara dokunarak ve onları bir oyuna dönüştürerek keşfe varırken, daha sonraları daha karmaşık oyunlar (evcilikler gibi) kurarak bu keşfe devam ederler. Oyun, çocuğun iç ve dış dünyası arasındaki köprüsüdür.
Takdir edilmelidir ki, çocuklarımızla soyut ve üst işlevlerin getirdiği bir dille anlaşamayız. Çünkü insan beyni 20’li yaşlara kadar budama dediğimiz işlemi yaparak beynin tam gelişimini sağlamaya çalışır. Bu süreç içinde çocuk beyni elbette ki gerek sahip olduğu sinir bağlantıları gerekse soyut işlevlerdeki kabiliyeti açısından yetişkin beyninden farklılık gösterir. Bundan dolayıdır ki, çocuklar dünyayı, insanları, sosyal ilişkileri biz yetişkinlerden farklı şekilde algılarlar. Çocukların biz yetişkinlerin dünyasından uzak birtakım kendilerine has simgeleri, anlayışları, şemaları vardır. Bu simgeler ve şemalar çocuklar için şahsına münhasır sembollerle doludur ve yetişkin yöntemleri ile doğrudan elde edilemeyecek anlamlar taşır. Bu anlamlar çocukların oyuncak seçiminde etkilidir. Dolayısıyla çocuğun oyun odasında seçtiği oyuncakların ve kurduğu oyunların dışardan görünen anlamlarından farklı bitakım anlamları vardır. Oyun yoluyla çocuk kendi zihin dünyasını dış dünyaya aktarır, kendi gerçekliğine somut dünyada bir biçim verir.
Oyuncaklar çocuğun kelimeleri, oyun ise dilidir demek bu durumda hiç yanlış olmayacaktır. Oyun terapisi ise çocukların bu algılayış biçimleri üzerinden onların anlaşılamayan, ebeveynleri tarafından çözüm bulunamayan davranış problemlerine, psikolojik çalkantılarına çözüm bulmak için yola çıkar. Oyun terapisinin esas noktalarından ilki çocuğun hiç tanımadığı biriyle kurduğu ilişkidir. İkinci esas nokta ise çocuğun oyun odasında duygularını boşaltabilmesidir. Bu yüzden çocuğun gündelik hayatında oynadığı oyunlar ile bu odadaki oyunlar farklılık gösterir. Dış dünyada edindiği davranışsal bozuklukları burada pekiştirilmez, ödül veya ceza ile veya çeşitli şekillerle öğrendiği işlevsiz davranışları burada onun istediği şekilde karşılanmaz. Oyun odasında sağaltım yapan çocuk, o odanın dışına deşarj olmuş şekilde çıkacaktır. Sorunlarını aşamayan her çocuk için bu odalar birer duygulanım odası, boşaltım mekanizması ve dış dünyanın gerçeklerini kendi iç dünyasıyla bağdaştırmasını sağlayan bir şifahane görevi üstlenmektedir.
Tıpkı biz yetişkinler gibi çocuklarımızın da bu dünyada varolma çabasında bazen tökezleyip sendeleyebildiklerini, dünyanın gerçeklerini hazmetme noktasında yalpalayabildiklerini unutmamamız gerekir. Oyun Terapisiyle, bu varolma sürecinde kaygı sorunları yaşayan, aşırı çekingenlik veya saldırganlık gibi sosyal ve iletişim problemlerine sahip, yaşının getirdiği bazı yetkinlikleri yerine getiremeyen (örn. tuvaletini tutabilme, hazzını erteleyebilme, yaşına göre sorumluluklar alabilme vb.), çeşitli şekillerde anormal davranış gösteren çocuklarla çalışılmaktadır. Terapinin süreci tamamen çocuğun özelliklerine, durumuna, aile desteğine, seansa gelme sıklığına göre değişmektedir. Bu süreç danışmanın, ebeveynleri de dahil ettiği bir bütüncül yolla yürütülür. O halde dünya keşmekeşinde kendine verilen rolleri içselleştirirken sendeleyen çocuklarımız için yaşasın oyun terapisi!
Bir sonraki yazımızda, oyun terapisti nasıl seçilir, nelere dikkat edilmelidir ve ebeveynlerin bu yolculuklarındaki rolleri nasıl olmalıdır bunun üzerine yoğunlaşacağız. Sevgiyle kalın.
Oyun terapisti- Psikolog Kader Bakan
Comments