Öğretmenler; insanları eğitmek,öğretmek,rehberlik etmek,her konuda yaşama hazırlamak gibi alanlarda destek sağlıyor. Öğrenciler ise zamanlarının pek çoğunu öğretmenleri ile geçiriyor.
Peki öğretmen-öğrenci arasında kurulan olumlu bağın öğrenme sürecine katkısı nedir?
>>>Yapılan araştırmalar özellikle okul öncesi ve ilkokul dönemindeki öğretmen-öğrenci ilişkisinin çocukların gelişiminde büyük bir rol oynadığını gösteriyor. Öğrencileriyle olumlu ilişki kuran öğretmenler öğrencilerinin yapamadıklarına değil yapabildiklerine odaklanır. Durum böyle olunca öğrenciler, girişimci ve başarılı olma duygusunu yaşar, ben yapabilirim, ben başarabilirim düşüncelerini geliştirir.
Şu sıralar çok trend olan "küme modeli" ve "döngü modeli" öğrenmedeki öğretmen-öğrenci ilişkisini çok güzel açıklıyor. Küme modeli; öğretmenlerin matematik, ingilizce gibi belli alanlarda uzmanlaşması ve her farklı ders için öğretmen değişmesi demektir. Döngü modeli ise; çocukların iki yıl boyunca aynı öğretmenden ders görmesi demektir. İki yılın sonunda yapılan araştırma branş öğretmeninden ders gören öğrencilerin matematik ve okuma başarısının tek öğretmenden ders gören öğrencilere göre daha kötü olduğunu göstermiştir.
***Yapılan araştırmada branş öğretmenleri öğrencilere tek tek ulaşmada zorlandıklarını söylediler.Branş öğretmenlerinin öğrencileriyle daha az iletişime geçtiği gerçeği, öğrencinin tüm gün boyunca ihtiyaç duyduğu duygusal desteği veremediklerini gösteriyor. Sabah hastalanan bir çocuğa ya da sınıfta kavga eden bir çocuğa kimsenin göz kulak olmadığını gösteriyor. Aynı zamanda öğretmen -ögrenci yakınlığının iyi sınav sonuçlarını beraberinde getirdiğini gösteriyor. Ve insanların birbirini yakından tanıması iyi bir öğrenme ortamı sağladığı sonucunu ortaya çıkarıyor.
Yani Howard'ın dediği gibi “Öncelikli olarak ilişki ve sosyal-duygusal mutluluk ile ilgilenmezseniz asıl konuya bir türlü geçemezsiniz.” “Duygular işin içine girince, işler karmaşıklaşır ancak bu yine de çok önemlidir.”
Comments